23 Kasım 2010 Salı

ŞÜPHE


Bir hayal düşünün. Bir olmayan. O düş ki; siz onunla ilgilenmiyorken dört dönüyor etrafınızda, kulaklarınızı tıkamışken ona, o çığlık çığlığa. Küçük bir çocuk gibi eteğinizi çekiştiriyor durmadan, kurtulamıyorsunuz. Ne yapsanız içinde biraz da o var. En muhteşem anlarda başrolü paylaşıyor, en kötülerde gamlı baykuşu oynuyor. Kaleminize kağıdınıza sarılıyor. Elinizde tuttuğunuz grafitin samanla buluştuğu o yerde hep o duruyor. Ona değmeden yazamıyorsunuz. Yastık kılıfınıza tutuşturmuşlar adeta. Başınızı her koyduğunuzda yastığa, saç diplerinizden içeriye giriyor. Beyninizi ele geçirip, kemirmeye başlıyor düşüncelerinizi. İstediğini istediği gibi kırpıyor, kesiyor. Siz uykudayken bile o çalışıyor. Düşüncelerinize kılıf, kelimelerinize perde oluyor. Ne istediğinizi söyleyebiliyorsunuz ne de dilediğinizi düşünebiliyorsunuz.
Şüphe! Siz onunla ilgilenmediğinizde hayatınızda her zerresiyle.
Ya siz masaya koyup varınızı yoğunuzu, ona döndüğünüzde?
Yok olur şüphe!
“Sakın gözlerine bakma, kaybolacaktır baktığın anda.”
Onsuz olmaz bilirsin.
Şüphesiz şüphelerimi doğru çıkarmayacaktır;soruyor şüphe:
“Neye inanmak istersin?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder